21.5.12

Fonda güzel bi müzik, elinde içki şişesi, içmeyi de beceremezsin ya hani, olsun.
Onu hatırlarsın. Ah ulan dersin, o şimdi burda olsa. Yanında. Elin yüzünde, kalbin ise ağzında.
Doğum günlerine önem verirsin sen çünkü. Doğduğun gün tüm sevdiklerin yanında olsun istersin. Olmadıklarında sinirlenirsin.
Hele ki o, tam dibinde olsun istersin. Parmak uçların kadar yakınında.
Dualar edersin, bi yandan da bunun asla olmayacağını düşünür küfüler yağdırırsın kendine.
He tabii bu arada ne mi olur? Doğum günün, sana ızdırap olur. O düzdüğün aşkın ızdırabı gibi.
İçersin.
Sonra yine.
Yine.
Başın döner, rezil olmaktan da korkarsın hani hep. Sarhoş olmaktan kaçarsın onu aramamak için.
Kapı çalar, gidersin.
Ve bu noktada yazının devamını bile getiremezsin.
Hayat durdu. Eks.
Lan kızım kendine gel, işte yine karşında. Orada. Dört yıl boyunca olduğu gibi, karşında. Yine gitmedi, yine bırakmadı. Aptal karı yine ağzın kulaklarında kendine gel.
Hayat bunları yazarken bile durdu.
Konuşursun, sarılırsın, öpersin, sevişirsin, kokusunu içine çekersin, uyuyuşunu izlersin, yüzünün bütün inceliklerini hafızana kazırsın yine defalarca, ayrı kaldığın tüm zamanların hıncını sadece bir gecede çıkartırcasına.
Sevdiğini söylersin, sevdiğini söyler.
"Ben seninle mutsuz olmak istiyorum" dersin, "ben seni mutsuz etmek istemiyorum" der.
Ağlamamak için zor tutarsın kendini, sonraya saklarsın. Çünkü ağlamanı görmesini istemezsin. Çünkü üzülsün istemezsin. Hiç istemezsin. O, dünyanın en mutlu adamı olsun istersin.
Saatler geçsin istemezsin.
Saatler geçer.
O gider,
doğum günün biter.


Ömrü hayatım boyunca şu "ben seninle mutsuz olmak istiyorum be adam" cümlesini kaç kere daha zikredeceğim bilinmez.

9.5.12

Bazen hiç tanımadığın birine umut bağlarsın
ve çok da güzel olur.
çünkü onu hiç tanımazsın. 
sadece anlatır ve sadece dinlersin.

7.5.12

Hâkim olamıyorum bazen kendime. Yazmayacaksın diyorum, yazmayacaksın. Konuşmayacaksın. Adını anıyor musun hala?  Bak, kaç kere bahsettin arkadaşlarına. Kaç milyon kere zikrettin adını. Hiç kere. Hiç milyon kere. Hem ne kaldı geriye. Dört seneye sığdırılmış anılar, birkaç fotoğraf, birkaç yazı. Bunlar dışında ne var? Ne mi var. Evet kadın, hayatın var.
Elleri var, hani o tek tek damarlarını okşadığın elleri. Elini ilk tuttuğunda kalbinin kucağına düştüğü elleri. Yolda yürürken elini tutmadığı zamanlarda içinden deliler gibi kızdığın elleri.

-sahi o mesajım saklı mıdır acaba hala?

Sesi, hani o çok sevdiğin sesi, gece yatmadan önce ninni gibi dinlediğin, duyabilmek için dualar ettiğin sesi. Yollar kat ettiğin, sesi. Ah mesafeler. Soktuğum mesafeler.

-“ben sadece iyi geceler dilemek istemiştim”

Arkadaşlığı mı, hah. O da neyin nesi. En yakın mı, seni en iyi anlayan mı. En iyi anlayan neyin nesi, seni şu siktiğimin dünyasında tek anlayanın sesi.

-“sen benim en yakın arkadaşım olduğun için sevgilimsin”

Her zora düştüğünde koştuğun, “o beni kurtarır” dediğin adamın güvenirliği. Ağzından çıkan her kelimeye taptığın, yaptığı her harekette “o yapıyorsa elbet bir bildiği vardır” dediğin adamın adamlığı. Sen denli kimsenin göremeyeceği adamlığı. Güzelliği. Yüzüne baktığında nefesini kesen, konuşmana engel olan güzelliği.

-Benim için en güzel sendin.

Manik depresif olmama neden olan da sendin. Oysa ki, onların arasında en neşeli olan bendim.
Sen yoktun, onlar beni zerre anlamazdı. Sadece bakmam yeterli değildi ki. Kimse bana “noldu anlat” demezdi.
Uyku düzenimin kafasının karışmasına neden olan sendin. Çünkü ben sabahlara kadar seninle konuşurdum. Çünkü sabahlara kadar vaadettiklerin. Çünkü sabahlara kadar her kelimenle huzur bulmam. Çünkü şimdi hiçbir şey bulamamam, kendimi bile bulamamam.

-Deli gibi dönüp durmam, hepsinin sonunda aynı yere varmam.

Bakırköy canımı acıtıyor. O durağa bakamıyorum. O şarkıyı sikip atmak istiyorum. Ya da o beni sikip atıyor, bilemiyorum. Artık dinleyemiyorum.
Sigara içmiyorum ben, seni kandırıyorum. Erken ölmek istemiyorum. Ama en çok senin benden önce ölmeni istemiyorum. Yalvarıyorum. Benden önce ölmeni istemiyorum.

-“sonuç çok basit. Yanına gelir yatarım”

İsteğini gerçekleştiriyorum. Dünyanın en mutlu insanı oluyorum. Ağlamıyorum, içmiyorum, içer gibi sevmiyorum. Ama hala “benim artık kendime bile hayrım yok” diyen ağzının orta yerine sıçmak istiyorum. Ben senden hayır mı bekliyorum?

-senin en yakın arkadaşın olmaktan nefret ediyorum.



Bazen bi'şarkıdan kurtulmak için çok çaba harcarsınız.

6.5.12

Ben buraya geldim ama eminim ki geldiğime pişman olacağım.
Çünkü neden.
Çünkü Zeynep diline hakim olamayacak.
-Kısmet.